Ahmet Mümtaz Taylan’ın, NTV ekranlarında yayınlanan Empati programına oyuncu Damla Sönmz konuk oldu.
Gerçek yaşam öykülerinin paylaşıldığı programda Taylan sordu, Sönmez yaşanmış hikayeler ile empati kurdu.
“ANNEMLE BÜYÜDÜM”
Damla Sözmez programda yeni projesini şöyle anlattı:
“Dijital bir platforma 10 bölümlük Çırak diye bir iş çektik. Eylül’de yayına girecek yeni çıktık setten. Güzel bir iş oldu, çok keyifliydi, aksiyon gerektiren bir işti, emek gerektiren bir işti diyelim.
Ahmet Mümtaz Taylan’ın “Bize biraz Sibel karakterini anlatır mısın?” sorusuna Damla Sönmez şu yanıtı verdi:
“Sibel’in yönetmenleri Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti ile Sibel’i çekmeden, 2017 Eylül’de çektik 2015 yılında onlar Türkiye’ye geldiler Fransa’da Paris’te yaşıyorlar normalde ve işte Marsel Kalvo buradaki yapımcısı bizi toplantıya çağırdı. Kısacık bir hikayeyi anlattılar, dilsiz ama ıslık diliyle iletişim kuran bir kadın karakterden bahsettiler. Ben de yapmak istediğimi söyledim ama ıslık çalamadığımı söyledim. Onlar da ‘Tamam bizde senaryoyu yazmadık daha’ dediler. Çağla bana ‘Sen var mısın ona göre hikayeyi hayal ederek yazmak istiyorum.’ dedi, onlar Fransa’ya döndü.”
Sönmez sözlerine “Biz iki sene boyunca mailleştik, mesajlaştık. Bazen bir şey okumamı istediler, bir şey gönderdiler ben onlara hikaye Karadeniz’de geçtiği için görseller gönderdim. Benim ıslık çalmama hikayemde şöyle; ilkokuldayken babam ıslık çalmayı öğretiyordu ve o yaştaki çocuklar her yerde herşeyi denerler ya başarabilmek için, ben de her yerde ıslık çalmayı deniyordum ve törende andımız okunurken hayatım boyunca çalabildiğim en yüksek ıslığı çaldım ve soluğu müdürün odasında aldım, bir daha da ıslık çalamadım. Bu iş gelince ben tekrar babama gittim, babam çok iyi ıslık çalar benim. Sonra ıslık sesi çıkarmaya başladım. Filmi çektiğimiz Kuşköy’de Orhan Civelek diye biri var ve ıslık çalmakta bir numara, onların kendilerine ait ıslık çalmaları var ve köyün kahvesinde ben Orhan Abi ile ıslık çalıştım. Sibel karakteri dilsizliğine rağmen kendine acımayan bir karakterdi.” diye devam etti.
“BABAMLA DERS ÇALIŞMAYI ÇOK SEVERDİM”
Ahmet Mümtaz Taylan’ın “Biraz çocukluğundan bahsedelim mi?” sorusuna Damla Sönmez, “Annem bilgisayar mühendisi, babam mimar ve inşaat sektöründe, ben 5 yaşındayken Rusya’ya gitti, 14 yaşımdayken döndü. Ben annemle büyüdüm. Annem beni doğurduktan 2 hafta sonra çalışmaya geri döndü ve bana teyzelerim, anneannem, bakıcılar bakmış. Şimdiki gibi değil tabii, beşiğinde ağladığın zaman bırak kendi kendine sussun güçlenmeyi öğrenir derlerdi ki aslında hiç yapılmaması gereken bir şey. Oyuncu olmamın sebeplerinden biri şu; annem izin gününde beni sürekli konser, tiyatro, sinema gibi etkinliklere götürürdü. Bir oyunu 5-6 kere izlerdim, en önde yer yoksa en önden bilet kovalamaya çalışırmışım, kulise gidip çocuk oyunu da olsa oyuncularla tanışırmışım. Meğersem ben o sahnede olmak istemişim. Bahçede ve sokakta oynardım. Babamla ders çalışmayı çok severdim çünkü bana şarkılar uydururdu her şeye bir şeyler uydururdu ve mizahı çok güçlüydü. Aslan Kral ve Hayat Güzeldir bu iki film çok sevdiğim filmlerdir.” yanıtını verdi.
Ahmet Mümtaz Taylan’ın “Papağan bakmışsın bu biraz fantastik, bu nedir?” sorusuna Damla Sönmez şu yanıtı verdi:
“Birçok hayvan baktım. Babam getirdi, adı Damdi’ydi ve babam bana Damdi der. 4-5 yaşlarındaydım, ben sevmezdim Damdi ismini ‘Benim adım Damdi değil, onun adı Damdi’ deyip onun ismini öyle koyduk. Damdi’nin şöyle bir iki özelliği vardı; kafesten çıktığı zaman önce bizim salonda rafta duran ayıcıklar vardı onları atardı raftan, onları sevmezdi; ikincisi de babama aşıktı. Babamın gözlüğünün çerçevesinde otururdu ve babama yaklaştığımız zaman bize kızardı, 6-7 yıl bizimle yaşadı.”
RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
GÜNDEM
19 Ocak 2025SPOR
19 Ocak 2025GÜNDEM
19 Ocak 2025SPOR
19 Ocak 2025SPOR
19 Ocak 2025GÜNDEM
19 Ocak 2025GÜNDEM
19 Ocak 2025